İki insan birbirini sever. Dünya onlar için farklı bir
yerdir artık. Sonra bu aşkla ilgisi olmayan kişiler
çıkıp itiraz ederler. Neden olduğunu anlayamazsınız?
Öyle bir an gelseydi, siz aşk için neyi feda edebilirdiniz?
Her ne kadar günümüzde ikinci sıraya düşmüş olsa da,
aşk ve para dünyanın dönmesinin en önemli sebepleri
ve amaçlarıdır. Hayat neredeyse sadece bu iki olgu
üzerinde devam etmekteyken, aşkı kendi listesinde
ilk sırada tutan ben deniz, bu şeytani yaşam kavgasına
üzülerek parayı da katıyorum elbette. Ancak gün gelip,
herhangi bir şeyle, aşk arasında seçim yapmak zorunda
kalırsam, mutlaka aşkı seçerim.
Bazılarınızın sesini duyar gibiyim. Aşk, karın
doyuruyor mu? Kirayı, faturaları aşkla mı ödüyorsun
diyeceksiniz? Veznede aşık olduğumu ibraz etmem geçerli
olmuyor tabii ki, aşkı yüreğinin tamamında yaşayan ve
gücüne inanan biri olduğumdan, fatura üstüne, tahsil
edilmiştir mührü vuran yok. Ancak aşkın farklı bir kuvveti
var. Öncelikle mutluluk veriyor. Sokağa çıkıp bakın,
yüzünde aptal bir tebessümle yürüyenler, sırılsıklam aşıktır.
Geriye kalan neredeyse herkesin kaşları çatık, suratlarında
keyifsiz bir ifade var.
Çok paranız olunca da aynı mutlu ifadeye sahip olacağınızı
düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Aşk, üzerinize getireceği
keyif ve yaşama gücü ile size daha çok çalışma hırsı, farklı
alanlarda üretme ve daha iyi bir yaşam için çözümler getirerek, fazla para kazanma şansı getirir.
Fakat para tek başına aşkı getirmez. Getirdiğini zannettikleriniz, çoğunlukla aşk değildir, gelenlerin aşık olduğu şeyin siz olmadığınızı anlam için de müneccim olmaya gerek yoktur.
İngiltere tarihinde bir adam benim gibi düşünüyor olmalıymış ki,
aşkı seçmiş.
Yıl 1936, 20 Ocak tarihinde babası V.George’un ölümü
üzerine, tahta Büyük Britanya Kralı VIII. Edward çıkar. Tahta
çıktığı sırada Wallis Warfield Simpson adında bir kadına aşıktır.
Bayan Simpson o sıralarda ikinci kocasıyla evlidir, ancak VIII.
Edward’a olan aşkı, eşinin kalbindeki yerini silmiş ve boşanma
davası açmıştır.Kral Edward, 27 Ekim tarihinde gerçekleşecek bu
boşanma davasını beklerken, artık sevdiği kadını ailesine
açıklamakta bir sakınca görmüyordu. Nasıl olsa boşanacaklardı.
Gel gör ki, durum hiç de umduğu gibi gelişmedi. Sadece ailesi
değil, İngiltere Kilisesi ve önde gelen devlet adamları da bu
aşka karşı tavır aldılar ve itiraz ettiler. Tarihi kayıtlara
göre 1936 yılının Ağustos ayında, Kral Edward, Türkiye’yi
“Nahlin” isimli bir yatla ziyarete gelir. Yatta Bayan Simpson da
vardır. Ancak o dönemin gazetecileri henüz magazinin büyük kapanına
sıkışmamış olduklarından ve tüm dünyada bu büyük aşkın depremleri
yaşandığından, kralın özel hayatına saygı göstererek, yatta bulunan
Bayan Simpson’dan bahsetmezler. Dolmabahçe Sarayı’nda, Mustafa Kemal
******’ün misafirperverliği ile karşılanan Kral Edward, İngiltere’ye
döndükten sonra, dönemin Başbakanı Stanley Baldwin’e, Bayan Simpson
ile evlenmek istediğini söyler. Ancak olumsuz cevap alır. Kralın
evliliği onaylanmamıştır. Bunun üzerine, 11 Aralık akşamı halka
yaptığı bir radyo konuşmasıyla tahttan çekilir. Aynı gün aşık olduğu
Bayan Simpson ile ülkesini terk ederek, Paris’e gider. 1937 yılında
evlenirler. 1972 yılında gözlerini yumana kadar birbirlerinden
hiç ayrılmazlar.
İşte, tarihin önemli aşklarından birinin öyküsü böyledir. Peki,
siz aşkınız için krallığınızdan vazgeçer miydiniz? Peki,
şu anda sahip olduğunuz neyi feda edebilecek kadar aşıksınız?
yerdir artık. Sonra bu aşkla ilgisi olmayan kişiler
çıkıp itiraz ederler. Neden olduğunu anlayamazsınız?
Öyle bir an gelseydi, siz aşk için neyi feda edebilirdiniz?
Her ne kadar günümüzde ikinci sıraya düşmüş olsa da,
aşk ve para dünyanın dönmesinin en önemli sebepleri
ve amaçlarıdır. Hayat neredeyse sadece bu iki olgu
üzerinde devam etmekteyken, aşkı kendi listesinde
ilk sırada tutan ben deniz, bu şeytani yaşam kavgasına
üzülerek parayı da katıyorum elbette. Ancak gün gelip,
herhangi bir şeyle, aşk arasında seçim yapmak zorunda
kalırsam, mutlaka aşkı seçerim.
Bazılarınızın sesini duyar gibiyim. Aşk, karın
doyuruyor mu? Kirayı, faturaları aşkla mı ödüyorsun
diyeceksiniz? Veznede aşık olduğumu ibraz etmem geçerli
olmuyor tabii ki, aşkı yüreğinin tamamında yaşayan ve
gücüne inanan biri olduğumdan, fatura üstüne, tahsil
edilmiştir mührü vuran yok. Ancak aşkın farklı bir kuvveti
var. Öncelikle mutluluk veriyor. Sokağa çıkıp bakın,
yüzünde aptal bir tebessümle yürüyenler, sırılsıklam aşıktır.
Geriye kalan neredeyse herkesin kaşları çatık, suratlarında
keyifsiz bir ifade var.
Çok paranız olunca da aynı mutlu ifadeye sahip olacağınızı
düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Aşk, üzerinize getireceği
keyif ve yaşama gücü ile size daha çok çalışma hırsı, farklı
alanlarda üretme ve daha iyi bir yaşam için çözümler getirerek, fazla para kazanma şansı getirir.
Fakat para tek başına aşkı getirmez. Getirdiğini zannettikleriniz, çoğunlukla aşk değildir, gelenlerin aşık olduğu şeyin siz olmadığınızı anlam için de müneccim olmaya gerek yoktur.
İngiltere tarihinde bir adam benim gibi düşünüyor olmalıymış ki,
aşkı seçmiş.
Yıl 1936, 20 Ocak tarihinde babası V.George’un ölümü
üzerine, tahta Büyük Britanya Kralı VIII. Edward çıkar. Tahta
çıktığı sırada Wallis Warfield Simpson adında bir kadına aşıktır.
Bayan Simpson o sıralarda ikinci kocasıyla evlidir, ancak VIII.
Edward’a olan aşkı, eşinin kalbindeki yerini silmiş ve boşanma
davası açmıştır.Kral Edward, 27 Ekim tarihinde gerçekleşecek bu
boşanma davasını beklerken, artık sevdiği kadını ailesine
açıklamakta bir sakınca görmüyordu. Nasıl olsa boşanacaklardı.
Gel gör ki, durum hiç de umduğu gibi gelişmedi. Sadece ailesi
değil, İngiltere Kilisesi ve önde gelen devlet adamları da bu
aşka karşı tavır aldılar ve itiraz ettiler. Tarihi kayıtlara
göre 1936 yılının Ağustos ayında, Kral Edward, Türkiye’yi
“Nahlin” isimli bir yatla ziyarete gelir. Yatta Bayan Simpson da
vardır. Ancak o dönemin gazetecileri henüz magazinin büyük kapanına
sıkışmamış olduklarından ve tüm dünyada bu büyük aşkın depremleri
yaşandığından, kralın özel hayatına saygı göstererek, yatta bulunan
Bayan Simpson’dan bahsetmezler. Dolmabahçe Sarayı’nda, Mustafa Kemal
******’ün misafirperverliği ile karşılanan Kral Edward, İngiltere’ye
döndükten sonra, dönemin Başbakanı Stanley Baldwin’e, Bayan Simpson
ile evlenmek istediğini söyler. Ancak olumsuz cevap alır. Kralın
evliliği onaylanmamıştır. Bunun üzerine, 11 Aralık akşamı halka
yaptığı bir radyo konuşmasıyla tahttan çekilir. Aynı gün aşık olduğu
Bayan Simpson ile ülkesini terk ederek, Paris’e gider. 1937 yılında
evlenirler. 1972 yılında gözlerini yumana kadar birbirlerinden
hiç ayrılmazlar.
İşte, tarihin önemli aşklarından birinin öyküsü böyledir. Peki,
siz aşkınız için krallığınızdan vazgeçer miydiniz? Peki,
şu anda sahip olduğunuz neyi feda edebilecek kadar aşıksınız?