İslam'da kadının yeri... 443827efs

Join the forum, it's quick and easy

İslam'da kadının yeri... 443827efs

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    İslam'da kadının yeri...

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 233
    Rap Puanı : 752
    Kayıt tarihi : 13/01/10
    Yaş : 28

    İslam'da kadının yeri... Empty İslam'da kadının yeri...

    Mesaj tarafından Admin Salı Şub. 23, 2010 5:28 pm

    Kadınlar, İslam dininin kendilerine verdiği kıymeti, rahatı, huzuru,
    hürriyeti ve boşanma hakkına malik olduklarını bilmiş olsalar,
    bütün dünya kadınları, hemen Müslüman olurlardı.

    Müslümanlıkta kadın sultandır.
    Dinimiz kadına çok değer vermiş, erkeğe de çok mesuliyet yüklemiştir.
    İslamiyet’te kadın ev içinde ve dışında çalışmak,
    para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, evli değilse babası,
    babası da yoksa, en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamaya mecburdur.
    Kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmayan kadına,
    devletin yardım sandığı bakar.

    İslamiyet’te geçim yükü erkek ve kadın arasında paylaştırılmamıştır.
    Bir erkek, hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde çalışmaya zorlayamaz.
    Eğer kadın isterse ve erkek de razı olursa,
    kadın kendine uygun bir işte çalışabilir.
    Fakat, kadının kazancı kendisinindir.

    Müslüman kadının ev işi yapması bir ihsandır, çok sevaptır.
    Yapmazsa, günaha girmez. Zorla yaptırılamaz.
    Resulullah efendimizin zamanından bugüne kadar,
    Müslüman kadınlar bu ihsanı yapmıştır.

    Siz kadınların evinizde ev işlerini yaparken çektiğiniz sıkıntı,
    İnşAllah Allah yolunda savaşanların sevabına denk sayılır. Ebu Ya’la

    Her kadın, bir erkeğin ya kızıdır, ya kardeşidir,
    yahut hanımı veya annesidir.
    Kadınlara kötü şeyler reva görülmemeli,
    onlara layık olduğu değer verilmelidir.
    R. Nasıhin

    Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir.
    Onlara yumuşak olun, iyilik edin!
    Müslim

    Bir mümin, kötü huylu diye hanımına kızmasın! İyi huyu da olur. Müslim

    Kadın, zayıf yaratılışlıdır. Zayıflığını susarak yenin!
    Evdeki kusurlarını görmemeye çalışın!
    İbni Lal

    Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızklarını artırır. İ.Lâl

    En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir. Tirmizi

    En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır.
    İçinizde, hanımına en iyi davranan benim.
    Nesai

    Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine,
    bir köle azat etmiş sevabı yazılır
    . R.Nasıhin

    Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz. Mürşid-ün-nisa

    Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur.
    Kıyamette onun hasmı ben olurum.
    R.Nasıhin

    Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir.
    Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.
    İ.Asakir


    Erkek hep kendini kusurlu görmeli

    Kur’an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin,
    günahları sebebiyle geldiği bildirilmektedir.
    Fudayl bin İyad hazretleri,
    (Hanımım huysuzluk yapınca, dine aykırı bir iş yaptığımı anlardım.
    Hemen o işime tevbe edince, hanımın huysuzluğu da giderdi.
    Böylece tevbemin kabul edildiğini de anlardım) buyurdu.
    O halde, Müslüman erkek, hanımı ile iyi geçinir.
    Çünkü kadınların da, erkekler üzerinde hakları vardır.
    Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir.
    Onlara yumuşak olun, iyilik edin!
    Müslim

    Eve gelince hanımına selam verip hatırını sormalı,
    üzüntü ve sevincine ortak olmalı.
    Çünkü, o başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış bulunan dostu,
    dert ortağı, kendinin neşelendiricisi, çocuklarının yetiştiricisi
    ve çeşitli ihtiyaçlarının gidericisidir.

    Erkek, hep kendini kusurlu görmeli,

    Ben iyi olsaydım, o böyle olmazdı diye düşünmelidir.
    Hanımının iyiliğini, iffetini Allahü teâlânın büyük nimeti bilmelidir.
    Onun huysuzluklarına iyilikle muamele etmeli,
    iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli
    ve Allahü teâlâya şükretmelidir.
    Çünkü, uygun bir kadın büyük bir nimettir.
    İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir.
    Onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir.
    Yani bir erkek, ben iyi bir kocayım diyorsa,
    hanımından gelen sıkıntılara katlanması lazımdır.
    Hadis-i şerifte, Hanımının kötü huylarına katlanan erkek,
    belalara sabreden Hazret-i Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur.
    buyuruldu.
    İyi Müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek şarttır.
    Kur’an-ı kerimde de mealen, Onlarla iyi, güzel geçinin! buyuruluyor. Nisa-19

    Aklı olan karı koca, birbirini üzmez.
    Hayat arkadaşını üzmek, incitmek, ahmaklık alametidir.
    Zalim, huysuz kimsenin eşi, devamlı üzülerek sinirleri bozulur.
    Sinir hastası olur. Sinirler bozulunca, çeşitli hastalıklar hasıl olur.
    Hayat arkadaşı hasta olan bir eş, mahvolmuş,
    mutluluğu sona ermiş demektir.
    Eşinin hizmet ve yardımlarından mahrum kalmıştır.
    Ömrü, onun dertlerini dinlemekle, ona doktor aramakla,
    ona alışmamış olduğu hizmetleri yapmakla geçer.
    Bütün bu felaketlere, bitmeyen sıkıntılara kendi huysuzluğu sebep olmuştur.
    Dizlerini dövse de, ne yazık ki bu pişmanlığının faydası olmaz.
    O halde; eşine yapılacak huysuzluğun zararı kendine olur.
    Ona karşı, hep güler yüzlü, tatlı dilli olmaya çalışmalı!
    Bunu yapabilen, rahat ve huzur içinde yaşar,
    Allahü teâlânın rızasını da kazanır!


    Kadınlar zayıf yaratıldığı için erkeklere emanet edildiği,
    erkeğin evde aile reisi olması gerektiği,
    erkeklerin kadından mesul olduğu,
    fakat kadının erkekten mesul olmadığı doğrudur.

    Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki,
    onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır.
    Tahrim-6

    Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.
    Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptir.
    Bakara-228

    Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir.
    Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır
    . Nisa-34


    Kadınları, Allahü teâlânın emaneti olarak aldınız
    ve onlara yaklaşmanız Allah’ın emri ile helal kılındı.
    Sizin onların üzerinde hakkınız olduğu gibi,
    onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
    Yatağınızı kimseye çiğnetmemeleri
    ve maruf olan hususlarda size baş kaldırmamaları, onlar üzerindeki haklarınızdandır.
    Onlar, bu haklarınıza riayet ederlerse,
    maruf üzere rızıklandırılıp giydirilmeleri onların hakkıdır.
    İbni Cerir

    Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır.
    Hiç bir şekilde doğru olamaz.
    Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın. Kadının kırılması boşanması demektir.
    Buhari


    Müslüman bir kadın beş vakit namazını kılar,
    Ramazan orucunu tutar
    kocasına itaat edip namusunu muhafaza ederse,
    Cennete istediği kapıdan girer
    . İbni Hibban

    Kadının cihadı, kocası ile iyi geçinmektir. Taberani

    Koca hakkına riayet, Allah yolunda cihad etmek gibidir. Taberani

    Hamile iken, doğururken veya lohusa iken ölen Müslüman kadın şehiddir. Taberani

    Müslüman kadın, hamilelikten doğuma kadar
    ve çocuğu memeden kesene kadar
    Allah yolundaki mücahid gibi olup ölürse şehid sevabı verilir.
    Taberani

    Müslüman kadın, hamile iken, gündüz saim,
    gece kaim ve Allah korkusu kendisinde galip olan bir mücahid sevabı hak eder.
    Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabı hiç kimse bilmez.
    Bebeğin her emişinde bir can ihya etmiş gibi sevap alır.
    Sütten kestiğinde ise, bir melek, onu takdir ederek, “haydi bir daha” der.
    Ebuşşeyh


    Kimse kimseden üstün değildir

    Bu mühendis mi üstün, avukat mı demek gibi bir şeydir.
    Avukattan üstün mühendis, mühendisten üstün avukat olur.
    Erkekten üstün kadın çoktur.
    Cinsleri, vasıfları farklı olanlar arasında mukayese olmaz.
    Mesela elma armuttan veya armut elmadan iyidir denmez.
    Çünkü cinsleri farklıdır. Onun için elma ile armut toplanmaz.

    Kadınla erkek mukayese edilerek,
    Kadın doğum yapıyor, erkek yapmıyor, böyle eşitlik olmaz denemez.
    Allahü teâlâ, kadını, erkeği ayrı işler için yaratmıştır.
    Fiziki yapısı birbirine benzemez.
    Birbirine benzemeyen iki şey, birbiri ile kıyaslanamaz.

    Bir erkek kalkıp da, Madem kadın-erkek eşitliği var,
    niye kadınlar da bizim gibi yer altında,
    kömür ve maden ocaklarında çalışmıyor dememeli.
    Çünkü kadının bünyesi buna müsait değildir.
    Bazı ülkelerde, kadın böyle zor işlerde çalıştırılıyorsa da,
    bu bir hak değil, zulümdür. Herkese, bünyesine uygun iş verilmelidir!

    Cenab-ı Hak, kadını da, erkeği de her işe elverişli olarak yaratmamıştır.
    Kadının boksör, güreşçi olmaması onun değerini düşürmez.
    Limonun ekşi olması limon için bir eksiklik değildir.
    Çünkü limon ekşiliği için alınır.
    Allahü teâlâ da kadını ağır işlere elverişli olarak yaratmamıştır.

    Kadın ile erkek iki ayrı cinstir.
    Elma ile armut mukayese edilmediği gibi,
    bunların da birbirine üstünlüğü söz konusu olmaz.
    Ancak vasıfları eşit olan iki şey arasında kıyas yapılır.
    Vasıfları farklı olan şeyler arasında kıyas olmaz.
    Mesela vapur, uçak ve otobüs binek vasıtası olduğu halde,
    birinin diğerine üstünlüğü söylenemez.
    Uçak, denizde yüzemediği için vapurdan aşağı sayılmaz.
    Vapur, karada gitmediği için bisikletten aşağı olduğu söylenemez.
    Vapur başka bir vapurla, uçak başka bir uçakla mukayese edilebilir.
    İkisi de kara vasıtası olduğu halde,
    bir tankla bir taksi mukayese edilemez.
    Tank taksi kadar hızlı gitmediği için aşağı kabul edilemez.
    Her birinin görevi ayrıdır.

    Cenab-ı Hak, kadını akıl ve beden yönünden erkeğe göre farklı yaratmıştır.
    Akıllı kadın yarattığı gibi, deli erkek de yaratmıştır.
    Kadınların da, erkeklerin de akılları aynı değildir.
    Biri kalkıp da, Ya Rabbi insanların aklını niçin eşit yaratmadın diyemez.
    Yaratıcı sorguya çekilemez.

    Birçok bakımdan kadınla erkek, mukayese edilemez,
    ikisi de her yönden eşit olmalı denemez.
    İki erkek de her yönden eşit değildir.
    İki kadın da böyledir. Üstünlük, Allah indindeki kıymete göredir.
    Müslüman fakir bir zenci,
    gayri müslim kraldan mukayese edilemeyecek kadar üstündür.

    Dinimizin, zenginlerin ve kadınların çoğunun Cehenneme gideceğini bildirmesi,
    zengine ve kadına hakaret değildir.
    Zenginlerin ekserisi, parasını faydalı işlerde kullanmadığı,
    zararlı işlerde kullandığı, israf ettiği için, onları ikâz etmek maksadı ile,
    (şunları yapmazsanız, Cehenneme gidersiniz) buyurulmuştur.

    Keza kadınlar da, erkeklere nispetle daha fazla tesir altında kalarak
    daha fazla günah işlediği için,
    (günah işlemeyin, Cehenneme gidersiniz) diye ikâz ediliyor.
    İyi kadınları ve servetini iyi yolda harcayanları da Cenab-ı Hak övüyor.
    Malı hayırlı şey olarak bildiriyor, saliha kadınları da övüyor.
    Kâfir erkeklerin Cehenneme gideceğini bildirirken,
    Müslüman kadınların Cennete gideceğini haber veriyor.

    Erkek veya kadın, mümin olarak iyi işler yapan, cennete girer. Nisa 124


    Şu halde, İslamiyet kadına fazla değer vermiyor demek,
    din düşmanlığından başka şey değildir.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 11:41 am